24 Nisan 2025 - Perşembe
Ortahisar’da Zor Bir Dönem, Sessiz Bir Direniş
Ortahisar Belediyesi, son dönemde yaşanan ekonomik sıkıntılarla gündeme geliyor.
Yazar - Siyasi Projektör
Okuma Süresi: 3 dk.
Siyasi Projektör
-
Belediyeye aktarılan kaynaklarda ciddi kesintiler yaşandığı ve bu kesintilerin özellikle geçmiş dönemden kalan SGK ve vergi borçlarından kaynaklandığı biliniyor. Bu durum, belediyenin hizmet üretme kapasitesini önemli ölçüde sınırlandırmış durumda.
Belediye Başkanı Ahmet Kaya'nın kamuoyuna doğrudan açıklamasa da bireysel sohbetlerinde ifade ettiği bazı cümleler, hem içinde bulunulan tablonun ağırlığını hem de yönetim sorumluluğunun ne kadar zorlayıcı olduğunu gösteriyor. Kaya'nın şu sözleri, dikkatle değerlendirilmesi gereken bir gerçeği yansıtıyor:
“Tüm kesintilere ve engellemelere rağmen personelimin maaşını bugüne kadar hep ödedim. Ama ödeyemez hale geldiğimde mecburen personel çıkarmak zorunda kalacağım. Bunun sebebi de ben olmayacağım; bu kesintileri yapan iktidar olacak.”
Bu sözler gösteriyor ki, Başkan hem insani bir sorumluluk duygusuyla hareket ediyor hem de siyasal baskı altında çözüm aramaya çalışıyor. Bugüne kadar maaşları aksatmadan ödeyebilmiş olması, bu çabanın bir göstergesi.
Diğer yandan, göreve geldiği ilk zamanlarda belediyede fazla kadro ve sistemsizlik olduğunu söyleyen Başkan’dan halk daha net adımlar bekliyordu. Oysa süreç içinde bu konuda ciddi bir değişim yaşanmadı. Bu, halkın gözünde eksiklik olarak algılanıyor. Ancak Kaya’nın bu konudaki yaklaşımı da birebir sohbetlerde daha net anlaşılıyor: “Benim derdim kimse ekmeğinden olmasın… Ama işini yapmayanlarla günü geldiğinde yollar elbette ayrılacak.”
Bu ifadeler, aslında kararsızlık değil, zamanlama ile ilgili bir strateji olabilir. Belki de ekonomik ve siyasi baskıların yoğunluğu nedeniyle Başkan, büyük kararları doğru anı bekleyerek almayı tercih ediyor. Bu da onun tarafında değil, yükün ağırlığında aranması gereken bir neden olabilir.
Şunu kabul etmek gerekir ki, yerel yönetimler sadece hizmet değil, aynı zamanda denge yönetimidir. Hem halkın beklentisi hem merkezi yönetimin baskısı arasında bir yol bulmak kolay değil. Ahmet Kaya’nın bireysel söylemlerinden yansıyan tablo, bu süreci kolaylaştırmak için değil, sürdürülebilir kılmak için gösterilen bir çaba.
Ortahisar’da yaşananlar bir yönetim sınavı değil; kaynak dağılımının, adaletin ve vicdanın sınavıdır. Ve bu sınavda bazen sessizce verilen mücadele, en yüksek sesle yapılan açıklamalardan daha çok şey anlatır.
Yorumlar (2)
Tüm Yazıları
