Değişim İçin Değiştirdik, Taklit İçin Değil
Toplum uzun süredir adalet, liyakat ve şeffaflık talep ediyor. Bu talep, sadece iktidarın icraatlarına değil, aynı zamanda muhalefetin tutumuna da yöneliktir.

Siyasi Projektör
-Geçmişte iktidarın bazı hataları nedeniyle değişim isteyen halk, birçok şehirde yerel yönetimlerde tercihini muhalefetten yana kullandı. Ancak görünen o ki, muhalefetin bazı temsilcileri ve savunucuları, toplumun bu değişim isteğini tam olarak anlamış değil.
Son zamanlarda kamuoyuna yansıyan bazı soruşturmalar, belediye içi yolsuzluk iddiaları veya usulsüz atama tartışmaları gündemi meşgul ediyor. Bu olaylar karşısında muhalefetin verdiği ilk refleks, çoğu zaman savunmaya dayalı ve karşılaştırmalı oluyor:
“Tamam, bizimkiler hata yapmış olabilir ama aynı şeyi iktidar da yaptı. Onlara bir şey olmadı, bize neden oluyor?”
Bu savunma biçimi, halkın vicdanında hiçbir karşılık bulmuyor. Çünkü halk zaten iktidarın bu tür hatalarından bıktığı için, yerelde değişimi tercih etti. Eğer aynı hataları bu kez muhalefet yapacaksa, ne anlamı kaldı bu değişimin?
Toplumun istediği şey çok net: Kim olursa olsun, hatanın karşılığı olmalı. Bir kişi bir göreve geldiğinde, “bizden” olduğu için değil, liyakat sahibi olduğu için orada olmalı. Ve biri bir usulsüzlük yaptıysa, “ama onlar da yaptı” bahanesine sığınılmamalı.
İktidarın yıllardır yaptığı hataları aynen tekrar eden bir muhalefet, ne değişim vaat edebilir ne de umut olabilir. Taklit ederek, eleştirdiğini yeniden üreterek sadece hayal kırıklığı yaratır. Muhalefet “biz farklıyız” diyorsa, bu farkı her alanda göstermelidir. Özellikle hesap verme konusunda. Çünkü artık toplumun en büyük beklentisi hesap verilebilirliktir.
İktidarı yolsuzlukla suçlayan bir anlayış, kendi içindeki yolsuzluk iddialarını geçiştiremez. Hukuka güven çağrısı yapan bir yapı, kendi mensupları hakkında hukuki süreçleri küçümseyemez. “Biz yapınca masum, onlar yapınca suçlu” anlayışı; halkın gözünde samimiyetsizliktir, ikiyüzlülüktür.
Halk, adaleti kimden bekleyeceğini bilemediğinde umudunu yitirir. Değişim ümidiyle oy verdiği muhalefet de o eski düzenin parçası gibi görünmeye başladığında, güven yerini hayal kırıklığına bırakır. Ve bu durumun faturası, sandıkta ağır olur.
Unutulmamalı: Halk, iktidarın yanlışlarından dolayı muhalefeti tercih etti. Muhalefet, aynı yanlışları yapacaksa neden değiştirdi ki bu halk belediyeleri?
Gerçek değişim, sadece söylemde değil, davranışta olur. Şeffaflık, sadece seçim zamanı değil, her zaman gerekir. Adalet, sadece rakiplere karşı değil, en yakınındakilere karşı da işletilmelidir.
Toplum artık karşılaştırmalı mağduriyet edebiyatı değil, net duruş istiyor. Ve o duruşun adı da çok basit: Temiz siyaset.