20 Nisan 2025 - Pazar
Sabır Taşarsa…
Bir ülkede insanlar sokaklara dökülüyorsa, eylem yapıyorsa, seslerini yükseltiyorsa, bunun nedeni sadece anlık bir öfke değildir.
Yazar - Siyasi Projektör
Okuma Süresi: 3 dk.

Siyasi Projektör
-Bir ülkede insanlar sokaklara dökülüyorsa, eylem yapıyorsa, seslerini yükseltiyorsa, bunun nedeni sadece anlık bir öfke değildir. Derinlerde biriken, yıllardır bastırılan, görmezden gelinen duyguların, taleplerin ve hayal kırıklıklarının dışavurumudur bu. Bugün ülkede yükselen itirazların, artan eylemlerin temelinde tek bir şey yatıyor: Şeffaflık ve adalet arayışı.
İnsanlar artık kimin ne yaptığına, hangi işin kimlere nasıl verildiğine, adaletin kimden yana işlediğine dikkat kesilmiş durumda. Çünkü uzun süredir devam eden bir yönetim anlayışı, hesap sorulamayan bir sistem, şeffaflıktan uzak uygulamalar toplumun sabrını tüketti. Üstelik bu uygulamalar yıllardır var; ancak daha önce sesler bu kadar yükselmiyordu. Neden? Çünkü insanlar umut ediyordu. Sabrediyordu. Belki değişir diyordu.
Ama her sabrın bir sınırı vardır.
Son günlerde öğretmen tayinleri üzerinden yaşanan tartışmalar bu durumu çok net ortaya koyuyor. Atama bekleyen öğretmenler bir yana, mevcut öğretmenlerin tayin yoluyla yapılan yer değişikliklerinde bile büyük bir belirsizlik yaşanıyor. Üstelik bu öylesine dikkat çekici bir hal aldı ki, yalnızca öğretmenler değil, lise öğrencileri bile bu adaletsizliğe karşı ses yükseltiyor. Çünkü mesele yalnızca bir tayin değil; mesele, o tayinin hangi kritere göre yapıldığının açıklanmaması. İnsanlar kurallara karşı değil. İnsanların itirazı, kuralın ne olduğunun bile belli olmamasına. Atanan kişi hangi ölçüte göre seçildi? Tayin edilen neden o, edilmeyen neden değil? Bu sorular cevapsız kaldıkça, güven sarsılıyor, adalet duygusu yara alıyor.
Ve bu da yetmiyor; toplumun her kesimi bu belirsizlikten kendine bir pay düşeceğini hissediyor. Çünkü kriter yoksa, herkesin başına gelebilir.
Tüm bu olumsuzlukların tek bir çözümü var: Kriter ve şeffaflık.
Kimin neye göre seçildiği, kimin neden dışarıda kaldığı açıkça ortaya konmadıkça, bu toplumun adalete olan inancı sarsılmaya devam edecek. Ve bu inanç zedelendikçe, güven, saygı, birlik duygusu da zayıflayacak.
İktidar sahipleri, geçmişte benzer adımlar attıklarında toplumdan yükselen ciddi bir tepkiyle karşılaşmadıkları için bugün şaşırıyor olabilirler. Oysa halk değişti. Bilinç arttı. Genç kuşaklar daha sorgulayıcı, daha cesur. Artık insanlar "böyle gelmiş böyle gider" anlayışını kabul etmiyor.
Unutulmamalı: İnsan sabreder, sabreder ama bir yerde sabır biter. O noktadan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
Yorumlar (0)
Tüm Yazıları