Gençlere Çağrı: Kendi Doğrularınızla Yürüyün, Körü Körüne İnanmayın

Sizler, Türkiye'nin şekillendirecek, bu toprakların dostunu taşıyacak nesillersiniz.

Haber Analiz Yayın: 28 Nisan 2025 - Pazartesi - Güncelleme: 28.04.2025 12:05:00
Editör -
Okuma Süresi: 11 dk.
Google News

Sevgili arkadaşlar,
Sizler, Türkiye'nin şekillendirecek, bu toprakların dostunu taşıyacak nesillersiniz. Ancak, bu sorumluluğu üstlenmeden önce, tarihin acı gerçeklerini iyi anlamanız, geçmişte ders çıkarmanız ve geleceği kendi aklınızla inşa etmeniz gerekiyor. Türk tarihinde hak, hukuk, adalet ve özgürlükler için mücadele edenler, çoğu zaman ağır bedeller ödedi, unutuldu ve yok sayıldı. Buna karşılık, güç sahibi olanlar, genellikle bu mücadelelerin hazır meyvelerini topladılar, emek kaybı iktidar koltuğuna oturdular. Daha da ekonomik, körü körüne inananlar, özelleştirilmiş oyunlara alet oldu. Bu yazı, 12 Eylül Darbesi ve FETÖ kumpasları gibi yakın geçmişteki muafiyetlerden yola çıkarak, sizlere bir uyarı ve yol haritaları sunuyor: Gözü kapalı inanmayın, her şeyi görün, kendi doğrularınızla hareket edin.

Tarihin Acı Dersi: Mücadele Edenler Unutulur, Hazırcılar Kazanır

Türk tarihi, idealleri uğruna bedel ödeyen, ancak unutulan kahramanlarla doludur. 12 Eylül 1980 darbesi ve 2000'li yıllardaki FETÖ kumpasları (Ergenekon ve Balyoz davaları), bu gerçeğin en kolay örneklerindendir. Adalet, özgürlük ve vatan için mücadele edenler, köleleştirdi, hapse atıldı, itibarlarını kaybetti, hatta canlarından oldu. Ancak onların mücadelesi, çoğu zaman körü körüne inananların manipüle edilmesiyle hazırcıların iktidara hizmet etti. İşte bu acı hikayelerden bazıları:

  • Necdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu (12 Eylül 1980) : Solcu ve ülkücü iki genç, Mamak Cezaevi'nde şiddet gördü ve idam edildi. İdealleri uğruna verilebilir, ama isimleri genellikle sadece anma törenlerinde anılır, sonra unutulur. Onların mücadelesi, darbecilerin “vatanı kurtarması” yalanına alet edildi.
  • Erdal Eren (12 Eylül 1980) : 17 yaşında, yaşı büyütülerek idam edildi. Bir askerin ölümüyle suçlandı, adil yargılanmadı. Trajedisi, adaletsizliğin sembolü oldu, ama körü körüne “asayiş” naralarına inananlar, onun hikayesini unuttu.
  • Cemil Kırbayır (12 Eylül 1980) : Kars'ta gözaltına alındı, işkenceyle öldürüldü, cenazesi kayboldu. Annesi Berfo Ana, oğlunun akıbetini öğrenmek için 104 yaşına kadar mücadele etti, ama adalet bulamadı. Darbenin “düzen” vaadine inananlar, bu acıyı umursamadılar.
  • Kaşif Kozinoğlu (FETÖ Kumpası, 2011) : MİT mensubu, Ergenekon davasında sahte delillerle hapse atıldı. Silivri Cezaevi'nde şüpheli bir şekilde kalp krizi geçirerek öldü. Vatanseverliği, FETÖ'nün “terörle mücadele” yalanlarının gölgesinde kayboldu.
  • Ali Tatar (FETÖ Kumpası, 2009) : Deniz Yarbay, Poyrazköy davasında sahte delillerle suçlandı. İkinci kez karara dayanamayarak intihar etti. Onun mücadelesi, FETÖ'nün eylemlerine inananların açısından yok sayıldı.
  • Türkan Saylan (FETÖ Kumpası, 2009) : Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇYDD) kurucusu, doktor ve akademisyen. Ömrünü eğitime, kadın haklarına ve çağdaş değerlere adadı. 2009'da Ergenekon davasında sahte delillerle “terör örgütü üyesi” suçlamasıyla hedef alındı. Evine baskın düzenlendi, ÇYDD'nin bursları verildi ve ilgili belgeler alındı, itibarı zedelendi. Kanser hastası olmasına rağmen ağır psikolojik baskıya maruz kalmasına rağmen sağlık durumu kötüleşti ve 18 Mayıs 2009'da hayatını kaybetti. Saylan, binlerce gencin hayatının bir parçası olarak bir mücadele verdi, ama FETÖ'nün “vatan haini” yaftasına inananlar tarafından haksız yere suçlandı. Onun harcadığı, hazırcıların kısa süreli iktidar çabasına kurban edildi.

Bu isimler, adalet ve özgürlük için bedel ödeyenlerden sadece birkaçı. Ancak tarih bize şunu gösteriyor: Mücadele edenler unutulur, hazırcılar kazanır. 12 Eylül'ün generalleri, FETÖ'nün savcıları ve hakimleri, bireysel mücadelesinin üzerine seçeneği güç sahibi oldu. “Vatan kurtarma” veya “terörle mücadele” gibi yalanlarla insanları kandırdılar, körü körüne inananları manipüle ettiler ve bu gücü kendi çıkarları için kullandılar. Bugün, onların çoğu, tarih önünde hesap veriyor ya da unutulmuş durumda. Ama asıl sonuç, gerçek kahramanların, yani bedeli ödeyenlerin, yok sayılmasıdır.

Bu tablo, gençlere kritik bir uyarı veriyor: Körü körüne inanmayın, çünkü kişisel yalanlarına alet edebilirsiniz. Mücadele edenlerin bedelini ödüyorlar, ama sadece kendi doğrularıyla hareket edenler ve halkın gönlüne girmeyi başaranlar kalıcı oluyor.

Gençlere Tavsiyeler: Gözü Kapalı İnanmayın, Kendi Doğrularınızla Hareket Edin

Sevgilinizin, güncel boyutta bir aynası sürüyor. Bu aynaya bakarak, yedek oyunlara alet olmadan, kendi aklınız ve vicdanınızla bir yol çizebilirsiniz. İşte, geçmişte ders alarak geleceği inşa etmek için bazı tavsiyeler:

1. Gözü Kapalı İnanmayın, Her Şeyi Sorgulayın

Adalet, özgürlük ve liyakat için mücadele etmek, bir toplumun temel direkleridir. Ancak bu idealleri savunurken, özgürleştirici sözlerine körü körüne inanmayın. 12 Eylül'de “vatanı kurtarma” vaadiyle darbe yapıldı, binlerce insan istismarı görüldü, idam edildi. FETÖ kumpaslarında, “terörle mücadele” yalanıyla Türkan Saylan gibi aydınlar suçlandı, vatansever askerler hapse atıldı. Onların bilgilerini sorgulayın. Gerçekleri araştırın, farklı kaynakları okuyun, kendi aklınızla karar verin. Birilerinin sizi manipüle etmesine izin vermeyin.

2. Mücadele Edin, Ama Kendi Doğrularınızla

Tarihte mücadele edenlerin çoğunluğunun unutulduğu, hazırcıların ise iktidarı kaptığını gösteriyor. Ancak unutulmamak için sadece mücadele etmek yetmezlik; kendi doğrularınızla hareket eder. Türkan Saylan, eğitime ve kadın haklarına adanmış bir hayat sürdüğünü öne sürdü, ancak FETÖ'nün yalanlarına inananları suçladı. Onlar, mücadele ederken, kendi vicdanınızı birleştiriyor. Başkalarının sizi bir araç olarak kullanmasına izin vermeyin. Halkın takipçilerini anlayın, ama çözümleri kendi aklınızla üretin.

3. İktidarı Hedefleyin, Ama Halkın Gönlünü Kazanarak

Siyaset, iktidar demektir. İktidar, değişim yaratmanın en güçlü yoludur. Ancak tarihte bize, iktidarın genellikle mücadele etmeyenlerin, hazır meyveleri toplayanların eline geçtiğini gösteriyor. Sizler, siyasete atılmayı sürdürüyor, halkı ikna etme sanatını öğrenin. Bu, güzel konuşmaktan öte, samimi olmaktır. Halkın samimiyeti vardır. Ama daha önemlisi, özgürlüklerin yalanlarına kapılmadan, kendi doğrularınızın insanların gönlüne girin. İktidara geldiğinizde, adaleti, liyakati ve eşitliği sağlayın. Unutmayın, insanların gönlünden düşen hiçbir iktidar ayakta kalamaz.

4. Tarihin Acılarından Ders Alın, Ama Öfkeye Teslim Olmayın

12 Eylül'ün stratejileri, FETÖ'nün kumpasları, körü körüne inanmanın ne kadar yıkıcı olduğu gösterildi. Erdal Eren'in idamı, Ali Tatar'ın intiharı, Türkan Saylan'ın haksız suçlamaları, size şunu söylüyor: Haksızlığa karşı sessizliğin, ama öfkeye teslim olmayın. Öfke, sizi zehirleyen oyunlara alet eder; akıl, sizi özgürce. Geçmişin acıları, sizi umutsuzluğa sürüklememeli. Tarihten ders alın, ama gelecekteki kendi kararlarınızla yürüyün.

5. Birlikte Çalışın, Ama Kendi Yolunuzu Çizin

12 Eylül'de solcular ve ülkücüler, FETÖ kumpaslarında askerler ve siviller, aynı adaletsizliğin kurbanı oldu. Ama onların mücadelesi, körü körüne inananların manipüle edilmesiyle hazırcıların iktidara hizmet etti. Siz öğrenciler, farklı görüşlerden olsanız da, ortak bir hedef için birleşebilirsiniz: Daha adil, daha güçlü bir Türkiye. Kutuplaşma, sadece hazırlayıcıları güçlendirir. Farklılıklarınıza saygı duyun, ama kendi doğrularınızla hareket edin. Başkalarının sizi bir noktada çekilmesine izin vermeyin.

6. Teknolojiyi Kullanın, Ama Manipülasyona Karşı Uyanık Olun

Günümüz dünyasında, halkın uzlaşma yolu, etkili iletişimden geçiyor. X platformu gibi sosyal medya alanları, fikirlerinizi milyonlara ulaştırma fırsatı sunuyor. Ancak bu alanda yalan haberler, manipülasyonlar kol geziyor. Doğru bireylerin, insanların bilinçlendirilmesi. Cemil Kırbayır'ın, Türkan Saylan'ın, Kaşif Kozinoğlu'nun hikayelerini gençlere anlatın ki, tarih tekerrür ediyorn. Ama onu gördüğüne inanmayın; Kendi araştırmanızı yapın, kendi kararınızı verin.

7. Sabırlı ve Kararlı Olun, Ama Kendi İzinizi Bırakın

Mücadele, uzun ve zorlu bir yoldur. 12 Eylül mağdurları, FETÖ kumpaslarının kurbanları, uzun süreli hapis yattı, itibarlarını geri kazanmak için mücadele etti. İlker Başbuğ, Çetin Doğan, Tuncay Özkan gibi isimlerle, beraat ettiler, ama bu süreci yıllar aldı. Sizler de hedefinize ulaşmak için ulaşmak için olun, ama kendi doğrularınızla bir iz bırakın. Başkalarının sizi unutmamaya mahkum olmasına izin vermeyin. Halkın gönlüne dokunarak, kendi hikayenizi yazın.

Son Söz: Gerçek İktidar, Kendi Doğrularınızla Halkın Gönlünü Kazanmaktır

Sevgili öğrencilerimiz, tarihimize acı bir gerçek öğretiyor: Mücadele edenlerin bedelini öderler ve unutulurlar, hazırcılar ise iktidar kapar. 12 Eylül'ün generalleri, FETÖ'nün savcıları, kişisel mücadelesinin üzerine gelerek, körü körüne inananları manipüle ederek güç sahibi oldu, ama halkın önünde kaybetti. Necdet Adalı, Erdal Eren, Türkan Saylan, Ali Tatar gibi isimler, iktidar koltuğuna oturmadı, ama adaletin sembolü oldu. Ancak onların hikayeleri, körü körüne inanmanın bedelini unutanlar tarafından gölgelendi.

Sizler, bu iki yolu da görebilecek kadar akıllısınız. Gözü kapalı inanmayın, her şeyi görün, kendi kararlarınızı verin. Siyaset, insanları ikna etme sanatıdır. İktidar, bu sistemin ödülüdür. Ama gerçek zafer, kendi doğrularınızın gönlüne girmektir. Adaleti, eşitliği, eşitliği savunun; insanların sorunlarına kendi aklınızla çözüm üretin; samimi olun. Halkın sevgisini kazanan, tarih yazarı. Mücadele edin, ama birilerinin aracı olmayın. Kendi doğrularınızla yürüyün, çünkü hazırcılar sadece geçici bir sefa sürer; gerçek kahramanlar, bireylerde yaşar.

Geleceğinizi inşa edebileceğiniz. Bedel ödeyenleri unutmayın, ama onların mirasını kendi aklınızla geleceğinizi taşıyın. Adil, güçlü ve birleşmiş bir Türkiye için, şimdi harekete geçme zamanı!

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.