Bir Evrak Hatası Değil, Bir Sistem Sorunu: Liyakatsizlik ve Keyfiyetle Vatandaşa Zulüm

Trabzon’un Akçaabat ilçesinde bir kamu kurumunda yaşanan olay, bürokrasideki sorumsuzluk zincirini ve liyakat yoksunluğunun vatandaşa nasıl mağduriyet yaşattığını gözler önüne serdi.

Yayın: 14 Temmuz 2025 - Pazartesi - Güncelleme: 14.07.2025 22:47:00

Editör -

Okuma Süresi: 4 dk.

Evrakları eksiksiz teslim ettiği halde, memur ihmali yüzünden yanlış sınava sokulan bir yurttaşın yaşadıkları, “devlet adaletle mi yoksa keyfiyetle mi yönetiliyor?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı.

Olay, aşçılık alanında ustalık belgesi almak isteyen bir vatandaşın, 21 Nisan 2025 tarihinde yaptığı resmi başvuruyla başladı. Vatandaş, belgelerini fiziki olarak ilgili mesleki eğitim merkezine teslim etti. Ancak başvuru, sadece "kalfalık belgesi" forma işlenmediği gerekçesiyle eksik kabul edildi. Oysa söz konusu belge, daha önce aynı kurum tarafından düzenlenmiş ve sistemde kayıtlıydı.

Ne belge eksikti, ne de bilgi. Eksik olan; dikkat, sorumluluk ve liyakatti.

Yetkili memur, belgeyi sistemden teyit etmek yerine vatandaşın kalfalık sınavına yönlendirilmesine neden oldu. Bu işlemle hem vatandaşa sınav hakkı kaybettirildi hem de sınav ücreti tahsil edildi.

CİMER’den Tehdit Gibi Cevap: “Memuru Meşgul Etmeyin”

Vatandaş, yaşadığı mağduriyetin giderilmesi için Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) üzerinden başvurdu. Başvuruya verilen cevapta mevzuat maddeleri sıralandı, ancak asıl sorun olan idari hata ve memur ihmaline hiçbir değinilmedi.

Daha da vahimi, vatandaşın ikinci başvurusu “aynı mahiyette” denilerek işleme alınmadı. Cevap metninde yer alan “memurun işini aksatmayın, kamu hizmetini meşgul etmeyin” türündeki ifadeler, açıkça hak arama hakkına gözdağı verme niteliği taşıdı.

Bu yaklaşım, kamu görevlilerinin bazı durumlarda kanunları kalkan yaparak hatalarını örtmeye çalıştıkları, hatta vatandaşı susturmaya yönelik tehditkâr bir üslup benimsediklerinin bir göstergesi olarak eleştiriliyor.

Bu, Tekil Bir Olay Değil; Sistematik Bir Liyakat Sorunu

Yaşanan mağduriyetin temelinde kurumsal ciddiyetsizlik, liyakatsiz kadrolaşma ve denetimsizlik yatıyor. İlgili kurum, vatandaşın defalarca yaptığı başvuruları görmezden gelirken, belgelerin sistemde bulunmasına rağmen sorumluluğu üstlenmedi. Üstelik yaşanan bu olaydan sonra sınava alınmayan vatandaş, şimdi yeni bir başvuru yapması gerektiği gerekçesiyle bir kez daha mağdur ediliyor.

Devletin kurumları, hatalarını düzeltmek yerine yurttaşı yıldırma politikasına mı yöneliyor?

Devlet Kimin İçin Var?

Bu olay, yalnızca teknik bir aksaklık değil, vatandaşın kamu hizmetine olan güvenini zedeleyen derin bir soruna işaret ediyor: Devlet kurumları görevlerini keyfiyetle mi yürütüyor, yoksa liyakatle ve hukukla mı?

Vatandaşın anayasal dilekçe hakkını kullandığı her başvuruda karşısına çıkarılan bürokratik duvarlar, hukukun üstünlüğü ilkesini zedelemekte, kamu vicdanını yaralamaktadır. Sorunların kaynağına inmeden, "tekrar başvuru yapın" demek, sadece kağıt üzerinde çözüm üretmektir.

Bu olay; “vatandaş devlete başvurduğunda korunur” ilkesinin kağıt üzerinde kaldığını, gerçekte ise hak arayan yurttaşın memur tarafından azarlanıp tehdit edildiğini gösteriyor.

Bu haber, benzer mağduriyet yaşayanlara cesaret olması, kamu kurumlarına ise ayna tutması için yayımlanmıştır.

YanıtlaYönlendir

Tepki ekle

Yorumlar (0)

Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

İlginizi Çekebilir